Öğrencime Dokunma

Gözaltı ve tutukluluk uygulamaları ile öğrencilerimizin hedef haline getirilmesine, üniversitelerinden ve hayattan koparılmalarına karşı sessiz kalmayacağız.
RADİKAL / 05/04/2012

Belki günlük hayatın hayhuyu içinde fark etmemişsinizdir. Bu ülkenin çok mühim bir uzun tutukluluk sorunu var. Tutukluluk sebepleri açıkça belirtilmeden, iddianamelerde ciddiyeti tartışılır delil ve iddialarla yıllardır tutuklu yargılanan birçok insan var. 
Bunlar arasında öğrenciler önemli bir yer tutuyor. Öğrenim hayatlarının başında üniversiteyle ilişikleri kesilen ve toplumun dışına atılan bu öğrencilerin tutukluluk halleri ancak öne çıkabilen bazı davalar vesilesiyle gündeme gelebiliyor. Oysa yüzlerce öğrenci tutuklu.
Haklarında bilgiye erişmek, hangi suçlardan ne sebeple tutuklu yargılandıklarını öğrenmek ise ancak çok uzun çabalar sonucunda mümkün olabiliyor. Dahası, haklarında mahkûmiyet kararı verilmemiş öğrencileri bazı ‘görevden vazife çıkaran’ üniversite yönetimleri okullarından da uzaklaştırıyor. 
Bütün bunları takip eden ve öğrencilerine sahip çıkmaya karar veren bir grup akademisyen bir çağrıda bulunuyor. Çağrı ‘Öğrencime Dokunma’ kampanyası için. Kampanyanın ilk basın açıklaması İstanbul’da Galatasaray Lisesi’nin önünde saat 17’de yapılacak. Altına imzamı attığım bu metni sizlerle paylaşmak istiyorum: 
“Bir süredir, ülke genelinde hepimizin vicdanını rahatsız eden gözaltılara, tutuklamalara ve yargılama süreçlerine şahit oluyoruz. Özellikle son bir yıl içerisinde ürkütücü boyutlara varan bu baskıların önemli bir kısmı üniversite öğrencileri üzerinde yoğunlaşıyor. 
Bugün Türkiye’de bulunan tutuklu öğrenci sayısı, hemen her gün artmakta. Yeni tutuklamalar, tahliyeler ve disiplin soruşturmaları neticesinde öğrencilikten çıkarılmalar nedeniyle doğru ve güncel verilere ulaşmak neredeyse imkânsız. Asıl üzerinde durulması gereken, yüzlerle ifade edilen sayılar değil; öğrencileri terbiye etmeye, başaramayınca da tasfiye etmeye çalışan anlayıştır. Tutuklanan öğrencilere isnat edilen suçların çoğu ‘terör’ şemsiyesi altında birleştiriliyor. Bu kapsamda suç delili olarak gösterilenler arasında; evde bulunan ders notları, kitaplar ve su faturaları gibi belgelerin yanı sıra ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamına giren basın açıklaması yapmak, YÖK’ü protesto etmek, anma etkinliklerine ya da toplantılara katılmak gibi faaliyetlerin veya saç kestirmek, şemsiye taşımak, puşi takmak, halay çekmek, konser bileti satmak gibi gündelik yaşam pratiklerinin de yer alması, bu tabloyu daha da vahim hale getiriyor. 
Çoğu yüksek güvenlikli cezaevlerinde senelerdir tutuklu bulunan öğrenciler, üniversite eğitimlerine devam edebilmek, ders notları ve kitaplarına ulaşabilmek ve sınavlarına girebilmek için ayrıca mücadele veriyorlar. 
12 Eylül askeri darbesi ürünü Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, tutuklu öğrencileri sindirmenin tamamlayıcı bir aygıtı olarak kullanılıyor. Birçok üniversite yönetimi, bazı hallerde henüz hakkında bir kamu davası dahi açılmamış olan tutuklu öğrenciler için disiplin soruşturmaları başlatarak, uzaklaştırma ya da yükseköğretimden çıkarma gibi ağır cezalar vermekte büyük istek ve acelecilik gösteriyor. 
Devletin kendileri için uygun gördüğü kalıplara karşı çıkan, protesto eden, bazen yalnızca sorgulayan ya da farklı politik görüşleri benimseyen öğrencilerin, somut gerekçe ya da deliller gösterilmeksizin ‘terör örgütü’ şüphelisi veya sanığı haline getirilmeleri ve sonu gelmeyen yargılama süreçleri içerisinde kaybedilmeye ve devlet şiddetiyle terbiye edilmeye çalışılmaları kesinlikle kabul edilemez. 
Düşünce ve ifade özgürlüğüne dayalı bilimsel üretimin mekânı olan üniversitelerin sorumluluğu, en başta öğrencilerine sahip çıkmaktır. Biz Türkiye’nin bütün üniversitelerinde çalışan öğretim elemanları olarak, artarak devam eden gözaltı ve tutukluluk uygulamaları ile öğrencilerimizin hedef haline getirilmesine, özgürlükleri ellerinden alınarak sindirilmelerine, üniversitelerinden ve hayattan koparılmalarına karşı sessiz kalmayacağımızı beyan ediyor ve yetkililere sesleniyoruz. 
Sınıflarda öğrencilerimizle tam mevcutlu olarak bir arada olmak istiyoruz! 
Öğrencilerimize dokunmayın!”
Kaynak: